19 Temmuz 2010 Pazartesi

Hiçlikten Babalığa...



9 Eylül Hastahanesi ' nin doğumhane kapısında yüreğim yerinden çıkacakmışçasına atıyor... Gözlerim kapıda kayınannemle birlikte oğlum Rüzgar ' ın hayata gözlerini açmasını bekliyoruz... Eşimin doğumuna girecek hemşireden rica ettim... Doğum esnasında tüm ayrıntıları çekecek... Bebeğimizin ilk görüntü ve seslerini kaçırmamasını rica ettim... Dışarıda merakla bekliyoruz...
Dakikalar saatlerden beter neredeyse her dakika günleri peşine takmışçasına geçmek bilmiyor... Doktorumuz işinin ehli bir cerrah... Endşlelerim yersiz... Ama ilk kez baba olacağım kendimi tutamıyorum... Bebeğimle birlikte sanki ben de yeniden doğuyorum... Tüm hayatımın değişeceğini ve doğumla birlikte bambaşka bir insan olacağımı hissediyorum... Dakikalar ilerledikçe bedebimde başlayan hareketlenme ruhumu da sarıyor... Ve yavaş yavaş farklı bir insan olmaya başlıyorum... Matrixvari bir uyanışı andıran bu silkinmenin ardından , sanki benim olmayan sahte bir hayattan , farklı bir boyuta geçiyor ve yeniden doğuyorum... Sanki önceki Rüzgar ' sız hayatı hiç yaşamamışım... 37 yıllık ömür başka bir paralel evrende sıkışıp kalmış... Kendimi şimdi dünyaya gelmiş , 37 yıllık yetişkinin bedenine sahip , yeni doğmuş bir baba gibi hissediyorum...

Demek ki o zaman şimdi şu kapı açılacak ve oğlum Rüzgar ' ımı kollarıma aldığımda benim de bir baba olarak bu dünyadaki yeni hayatıma gözlerimi ilk açışım olacak... Kelimelere sığmayacak , tarifi mümkün olmayan bir duygu... Nihayet... İşte yavrum kollarımda... Sevgili oğlum Rüzgar ' ımı tutuyorum... Kayınannem yanımda... Gözlerimiz ağlamaktan mosmor olmuş , ellerimiz heyecandan kan ter içinde tir tir titriyoruz...

Oğlumla göz göze geldiğimiz o ilk anda , işte ancak ve ancak o zaman bir baba olarak yepyeni bir hayata başladığına inanıyor ve yaşadığın paha biçilmez an için Yüce Tanrı ' ya şükrediyorsun... Bir taraftan sessizce için için ağlıyor , diğer taraftan aşk , nefret , hüzün ve sevinç benzeri tüm duygularını yeniden tanımlıyorsun... Zihnindeki kelimeler bir bir elden geçiyor ve sil baştan anlamlandırılıyor... Tanrı ' nin bu mucizesine hiç bir şekilde müdahale edemiyorsun... Bebeğim ile ilk anda aramızda kurulan bağlantı sonsuza dek hiç kopmayacakmışçasına kuruluyor...

35 gündür yaşam savaşı veren ve bu mücadeleyi kazanan mavi bebek adıyla da bilinen Seraj Bebeği babasının ve annesinin kollarında ilk görüşüm , beni sevgili oğlum Rüzgar ' ı kollarıma aidığım ilk günüme götürdü.. Yaşadığım süre boyunca hiç unutamayacağım babalığımın ilk gününe... Sancılı geçen hamilelik sürecinde yaşadığım korkular ve gerginlikler aklıma geldi bir bir... Seraj Bebeğin babası Alam ve annesi Fatma Abujaard ' ın duygularını ne kadar iyi anlayabildiğimi , gözlerindeki o şükredişi ne kadar derinden ve bana aitmişçesine hissedebildiğimi fark ettim... Seni tüm içtenliğimle öpüyor ve yeni yaşamında sağlık ve mutluluk dolu günlar geçirmeni diliyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder