4 Ağustos 2010 Çarşamba

Dikkat !!! DEHB Çıkabilir

Hayatta başımdan geçen hemen hemen tüm olaylarda şansım yaver gitmiş. Allah nazardan saklasın... Bu şans beni doğumumdan beri takip etmiş annemden duyduğum kadarıyla... Yalnız aynı şeyleri dünyaya gözlerimizi birlikte açtığımız tek yumurta ikizim VOLKAN için söyleyemeyeceğim..

Doğumumuzun ilk aylarında rahatsızlanmamız üzerine narkoz verilmiş , ben gözlerimi açabilmişim ama sevgili ikizim VOLKAN malesef açamamış.. Cennette huzur içinde uyusun ... Dedim ya , ta doğumdan beri bu şans yanımda... Umarım hep öyle sürer..

Ama 7 aylık doğmanın verdiği o acelecilik , yine tüm yaşantımı ilk günlerimden beri derinden etkiliyor.. Acaba benim kadar sakar , benim kadar etrafını yıkan döken insan var mıdır dünyada diye merak eder dururum hep...
Geçenlerde gazeteleri karıştırırken DEHB dikkatimi çekti ve kendi hayatımla ilişkilendirip başkaları da böyleyse pür dikkat kesilsinler yaşamlarını değiştirsinler istedim , yazımın konusu yaptım..
DEHB denilen şey , Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğu... Hayatımın bebeklik ve çocukluk dönemlerinde inanılmaz hareketli olduğumu , her şeye istahla sarıldığımı ama bir o kadar da hızlı bir şekilde sıkılıp vazgeçtiğimi söylerlerdi... Sonraki okul yıllarımda ailemin de desteğiyle iyi bir eğitim alarak bu sorunumu avantaja çevirdiğimi ve bu günlere kadar gelebildiğimi gururla söyleyebilirim.. Ama işte bahsetmekte olduğum bu hiperaktivite durumu da benim başımdan geçen benzer belirtileri kapsıyor... Aşırı hareketli ve okulda dikkat sorunu olan çocuklar birinci derecede dikkat edilmesi gereken risk grubunu oluşturuyor.. İşin enterasan olan yönü de , bu problemin sadece küçük çocuklarda değil , aynı zamanda yetişkinlerde de karşımıza çıkıyor olması... DEHB olan çocukların % 30 -70 arası hiçde azımsanmayacak oranlardaki kısmında büyüdüklerinde de benzer belirtileri gösteriyor ve bu durumdan son derece olumsuz bir şekilde etkilenebiliyorlar...
DEHB nasıl oluşuyor diye soracak olursanız hemen ekleyelim.. Beyinde dikkati kontrol eden bölgedeki sinir hücreleri arasında haberleşmeyi sağlayan iletici maddelerde dengesizliklerin oluşması sonucu ortaya çıkıyor DEHB...
İşlerine geç kalan , önemli randevularını unutan , huzursuz , düzensiz , bir türlü rahatlayamayan yetişkinler karşılarında bir anda DEHB yi bulabilirler... Siz de okuduğunuz şeye yoğunlaşamıyor , mizacınızda dalgalanmalar yaşıyorsanız , kendinize güveniniz azalmış ve öfkenizi kontrol etmeke güçlük çekiyorsanız bir uzmana kontrole gitmenizde fayda var demektir... Eğer çok geç kalırsanız bu sizin iş ve ev hayatınızı da kabusa çevirebilir... İşinizi elinizde tutmakta zorlanabilir , iş yeri yönergelerini uygulamakta bunalabilir , işinizle ilgili zaman sınırlamaları altında boğulabilirsiniz... Sadece işiniz de değil , aynı zamanda benzer sorunları evde ailenizle birlikte de yaşamak durumunda kalabilirisiniz... Çünkü DEHB , evlilikleri ve arkadaşları da gözüne kestirir... Evlilik ve doğum günleri unutulabilir , faturalar zamanında ödenmez , çok çabuk öfkeye kapılıp boşanma ve ayrılıklara sebep olabilirsiniz...

Çözüm yolu ise çok çetrefelli... Sizi fazlasıyla yıpratabilecek bu yollar , ilaç yada terapiler olarak tercih edilebilir... Uyarıcı ilaçlarla dikkati arttırabilir , beyinde bulunan dopamin , norepinefrin denilen kimyasalların etkinliklerini kuvvetlendirebilirsiniz... Bizi uyarıcılar bozar , bir de bağımlılıklarla da uğraşmayalaım diyenlere uyarıcı olmayan özellikte ilaçlarda verilebilir...

Bir Osmanlı Hatırası ve Padişah Sporu Girya

Görünümü dambılı yada gülleyi andıran , ama kinetiği ve ağırlık merkezi bakımından çok farklı olup , nevi şahsına münhasır yeni bir spor ve kuvvet aleti Girya...


Rus kökenli olan bu kulplu gülle benzeri alet , ağırlıklı fitness benzeri bir çalışma mantığını barındırıyor... Türkiye ' de bu sporun en önemli uygulayıcısı ve uzman eğitmenlerin başı Murat Şinikçi , 10 yıldır hiç yılmadan tüm kitlelere sevdirme yolunda çalışmalar yapıyor...

Aslında Girya bizim için pek de yeni bir nitelik taşımıyor... Çünkü Osmanlı Padişahları ve ordudaki askerler seferler öncesi benzer bir güç aletiyle antrenmanlar yapıyor ve kendilerini formda tuttarak zor geçecek mücadele dolu savaş günlerine hazırlıyorlardı...

Günümüz yaşamında stres dolu hayatımıza tazelik getireceğinden hiç şüphe duymadığım Girya , kendi içinde bir çok avantajı da beraberinde getiriyor... Çünkü diğer egzersiz araçlarına nazaran çok az yer kaplıyor , her yaştan sporcular için ama özellikle küçükler için farklı ağırlıkta çeşitleri bulunabiliyor... 4 -8 -16 kilogram gibi ağırlıkları sıklıkla tercih edilirken , bu miktarlar küçükler için daha az miktarlarda olabiliyor...

İlle de tek başına bu sporla ilgileniyor omanız da gerekmiyor... Diğer sporlar için çok yönlü ve faydalı egzersiz yada antrenman imkanları da sunan Girya , en yeni trendleri denemek isteyen kitleler üzerindeki çarpıcı etkisini şimdiden göstermiş durumda...


Çağla Kubat ve Jimmy Diaz gibi başarılı ve fit windsörfçüler , çalışmalarında antrenman için Girya ' yı tercih ediyorlar... Yurt dışında daha çok kettlebell olarak bilinen bu ilginç alet , ilk fırsatta deneyimlemeyi istediğim farklı ve ilginç tercihlerimden birini oluşturacak...

Tanrı ' nın Çiçekleri...



hayat bahçesinde açmış

çiçekleri gibiyiz Tanrı 'nın...

güneşle açıp ,

geceyle soluyoruz...

cana hasret

nefes nefese ,

ömür ömür diye diye ,

ölüm soluyoruz...

Rüzgarlı Bir Hayata Başlamak...




Sevgili oğlum Rüzgar Bebek az profesörlük yapmıyor bizlere... Hani ne oldum değil , ne olucam de derler ya , şimdilerde ise , ne biliyorum değil , neler bilmiyormuşum modunda yaşatıyor hayatı bize...
Abartmıyorum onunla geçen her saniye , her dakika , doğru bildiklerinin ne kadar eksik olduğunu anlamakla yada bildiğinizi zannettiğin bir şeyin aslında öyle olmadığını öğrenmekle geçiyor... 7 buçuk aylık oğlumun bizden daha usta bir eğitmen olduğunu düşünmeye başlıyorum gün geçtikçe...

Öğrencilerimle geçirdiğim ders dakikalarında onların isteksizliklerinin de etkisiyle ne de çabuk indiriyormuşum yelkenleri suya... Normali Rüzgarımızın bize uyguladığı gibi olmalıymış... Ben nasıl istiyorsam öyle ciddiyetinde ve ısrarında inanılmaz başarılı bir eğitim hayatı geçiriyoruz eşimle ben... Burada tek tek sıralamayacağım başımızdan geeçenleri... Yaşayanlar pekala bilirler nasıl deneyimler olduğunu... Söylemek istediğim ne öğrenmenin ne de öğretmenin yaşı olmuyormuş...

Oğlumun doğumuyla başlayan yeni hayatımızda , yaşantımızdaki her ayrıntıyı sil baştan anlamlandırmak gerekiyormuş... Hiçlikten babalığa giden yolda , oğlumla beraber eşim ve ben , yeniden doğmak , hayata gözlerimizi sıfırdan açmak zorundaymışız...

Bugünkü konumuz , meraklı bir canavarın yaşam alanı nasıl düzenlenmeli ve onun için daha tehlikesiz bir hale getirilmeli???... Ders 1 : ) Aşağıya sarkan örtüler üzerinde hiçbir yaralayıcı eşya bırakılmayacak ...
Ders 2 : ) Örümceğini süremeyip ağlama dönemi sona erdiği için , etrafta bulunan tüm erişilebilir eşyalar kolilere kaldırılıp , ya imha edilecek yada saklanacak... Ve böyle sürüp gidiyor...

Şikayet ettiğimi zannetmeyin sakın... Hayatımda yaptığım en doğru en anlamlı hareket bir çocuk sahibi olmak... Anlatmaya çalıştığım şey , değişmeyen tek şey değişim olgusunun kendisi olduğu... Buna ayak uyduruyor ve bilgelik , öğrenme ve öğretme adına ne varsa bildiğiniz , eskimiş her şeyi bir günde çöpe atıp , sıfırdan başlıyorsunuz hayata... Hepsi bu... Emin olun , hazır olmayı beklemek isterseniz , o doğru an hiç bir zaman gelmiyor... Aynı kural hayat ortağınızı yani eşinizi seçerken de geçerli... Ömrümüzü beraber geçireceğimiz doğru insanı aramak için yola çıkıyoruz o macerada da... Kimler geliyor , kimler geçiyor o köprülerin altından... Hayıflanıp duruyor , yaşadığımız acılar için Tanrılara lanetler okuyoruz...

Oysa kural çok basit... Yolculuk aslında doğru insanı bulma yolculuğu değil... Hatayı baştan yapıyoruz... Yolculuk doğru insan olma yolculuğu... Ne zaman anlayıp ve değiştirmeye çalışmayı bırakıp , değişime kendimizden başlama kararını alıyoruz , ancak o zaman taşlar yerine oturuyor ve işler iyiye doğru gitmeye başlıyor... Hayat okulu ne zaman doğru insan olduğunuza karar verirse , işte o zaman aradığınız doğru insanı bulabiliyorsunuz...,

İşte , sevgili oğlum Rüzgar ' ın bize yaptığı profesörlük de bu şekilde eğitiyor bizi... Ahkam kesen , bilge tavırlar sergileyen biz herşeyi bilen ebeveyenler ne zaman değişmeye karar veriyorsak , işte o zaman çocuk sahibi olmanın ve onunla yaşayabilme becerisi kazanmanın doğru zamanı da gelmiş oluyor...

Ben ve eşim değişmeye ve her şeye yeniden başlamaya karar verdik... Zannetmeyin ki kolay bir karardı.. Hiç değil... Ama ne kadar beklerseniz o kadar kayıptasınız... Bunu anladığınızda sizin de yeni hayatınızdaki bilinmezlerle dolu maceranız başlayacak... Kimbilir , o gün belki bugün... Sevgi ve Saygılarımla... Fırat Öçal