4 Ağustos 2010 Çarşamba

Rüzgarlı Bir Hayata Başlamak...




Sevgili oğlum Rüzgar Bebek az profesörlük yapmıyor bizlere... Hani ne oldum değil , ne olucam de derler ya , şimdilerde ise , ne biliyorum değil , neler bilmiyormuşum modunda yaşatıyor hayatı bize...
Abartmıyorum onunla geçen her saniye , her dakika , doğru bildiklerinin ne kadar eksik olduğunu anlamakla yada bildiğinizi zannettiğin bir şeyin aslında öyle olmadığını öğrenmekle geçiyor... 7 buçuk aylık oğlumun bizden daha usta bir eğitmen olduğunu düşünmeye başlıyorum gün geçtikçe...

Öğrencilerimle geçirdiğim ders dakikalarında onların isteksizliklerinin de etkisiyle ne de çabuk indiriyormuşum yelkenleri suya... Normali Rüzgarımızın bize uyguladığı gibi olmalıymış... Ben nasıl istiyorsam öyle ciddiyetinde ve ısrarında inanılmaz başarılı bir eğitim hayatı geçiriyoruz eşimle ben... Burada tek tek sıralamayacağım başımızdan geeçenleri... Yaşayanlar pekala bilirler nasıl deneyimler olduğunu... Söylemek istediğim ne öğrenmenin ne de öğretmenin yaşı olmuyormuş...

Oğlumun doğumuyla başlayan yeni hayatımızda , yaşantımızdaki her ayrıntıyı sil baştan anlamlandırmak gerekiyormuş... Hiçlikten babalığa giden yolda , oğlumla beraber eşim ve ben , yeniden doğmak , hayata gözlerimizi sıfırdan açmak zorundaymışız...

Bugünkü konumuz , meraklı bir canavarın yaşam alanı nasıl düzenlenmeli ve onun için daha tehlikesiz bir hale getirilmeli???... Ders 1 : ) Aşağıya sarkan örtüler üzerinde hiçbir yaralayıcı eşya bırakılmayacak ...
Ders 2 : ) Örümceğini süremeyip ağlama dönemi sona erdiği için , etrafta bulunan tüm erişilebilir eşyalar kolilere kaldırılıp , ya imha edilecek yada saklanacak... Ve böyle sürüp gidiyor...

Şikayet ettiğimi zannetmeyin sakın... Hayatımda yaptığım en doğru en anlamlı hareket bir çocuk sahibi olmak... Anlatmaya çalıştığım şey , değişmeyen tek şey değişim olgusunun kendisi olduğu... Buna ayak uyduruyor ve bilgelik , öğrenme ve öğretme adına ne varsa bildiğiniz , eskimiş her şeyi bir günde çöpe atıp , sıfırdan başlıyorsunuz hayata... Hepsi bu... Emin olun , hazır olmayı beklemek isterseniz , o doğru an hiç bir zaman gelmiyor... Aynı kural hayat ortağınızı yani eşinizi seçerken de geçerli... Ömrümüzü beraber geçireceğimiz doğru insanı aramak için yola çıkıyoruz o macerada da... Kimler geliyor , kimler geçiyor o köprülerin altından... Hayıflanıp duruyor , yaşadığımız acılar için Tanrılara lanetler okuyoruz...

Oysa kural çok basit... Yolculuk aslında doğru insanı bulma yolculuğu değil... Hatayı baştan yapıyoruz... Yolculuk doğru insan olma yolculuğu... Ne zaman anlayıp ve değiştirmeye çalışmayı bırakıp , değişime kendimizden başlama kararını alıyoruz , ancak o zaman taşlar yerine oturuyor ve işler iyiye doğru gitmeye başlıyor... Hayat okulu ne zaman doğru insan olduğunuza karar verirse , işte o zaman aradığınız doğru insanı bulabiliyorsunuz...,

İşte , sevgili oğlum Rüzgar ' ın bize yaptığı profesörlük de bu şekilde eğitiyor bizi... Ahkam kesen , bilge tavırlar sergileyen biz herşeyi bilen ebeveyenler ne zaman değişmeye karar veriyorsak , işte o zaman çocuk sahibi olmanın ve onunla yaşayabilme becerisi kazanmanın doğru zamanı da gelmiş oluyor...

Ben ve eşim değişmeye ve her şeye yeniden başlamaya karar verdik... Zannetmeyin ki kolay bir karardı.. Hiç değil... Ama ne kadar beklerseniz o kadar kayıptasınız... Bunu anladığınızda sizin de yeni hayatınızdaki bilinmezlerle dolu maceranız başlayacak... Kimbilir , o gün belki bugün... Sevgi ve Saygılarımla... Fırat Öçal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder