20 Ağustos 2010 Cuma

Okuyamama ve Yazamama Ataerkilce Bir Ayıptır...

Okumayan bir millet olduğumuzu bilmeyen kalmamıştır sanırım... Yıllardır kanayan yaramızdır bu acı gerçek... Üstü kaşınsa da kaşınmasa da , hep sürülür önümüze hiç kapanmayan yaramızın bu iç karartıcı resmi,  medeniyet sıralamasındaki acınacak durumumuzu dostun düşmanın önüne sermek için...

Ama bu gerçeğin , çok daha derinlerde kalıp , pek de gözükmeyen kronikleşmiş ve sanki kötü huylu bir ur misali hiç iyleşmeyecek bir yanı vardır ki , hep gözlerden kaçar... Kadınların bu cehalet vesikası içerisindeki okul terk misali utanç tablosudur gözlerden kaçan... Utannma tabirim yanlış anlaşılmasın lütfen... Bu durumun sorumluluğunu sadece vefakar ve cefakar kadınımıza yıkmıyorum...

Resmin asıl sahibi üzülerek söylemeliyim ki , ataerkil yapıyı babalarının dedelerinin en vazgeçilmez mirası gibi koruyan , çağın gereklerini anlamaktan yoksun biz ( söz meclisten dışarı , sözüm erkekliği asalet yadigarı gibi sıkı sıkı tutup bırakmayan örümcek zihniyetli , kadını toplumdan saklanması gereken şahsi hazineleri gibi gören er nitelikli kişileredir.. ) , taş kafalı erkeklerdir... Bu yazımı okuyup bana hak veren , kadınına sahip çıkan , kızını dünyanın en değerli elmas madeni gibi görüp , onun topluma faydalı bir birey haline gelmesi için en usta ellerde işlenmesine engel olmayan kocalara , babalara tek bir lafım yok...

Manzara vahim... Türkiye İstatistik Kurumu ' nun yaptırdığı araştırmanın sonuçlarına göre , Türkiye ' de halen okuma yazma bilmeyen 15 yaş üzerinde 5 milyon 674 bin kişi bulunuyor... Bu rakam genel nüfüsun % 11 ' ine karşılık geliyor... Okuma yazma bilmeyenlerin % 84 ünü ise kadınlar oluşturuyor... Rakam olarak 4 milyon 742 bin kadın... Yürek sızlatan hüzünlü bir tablo önümüzdeki malesef... Deminki sözlerimi abartılı bulanlar lütfen bir kere daha baksınlar rakamlara...

Onlar bizim annelerimiz , yaşam boyu her karşılaştığımız güçlükte rehberimiz olan... Onlar bizim ablamız , akrabamız , derslerimizi birlikte yaptığımız , okulda işde fikir aldığımız... Onlar eşimiz , hayat ortaklarımız , çocuklarımızın annesi... Oğlumuza , kızımıza yaşamın ince ayrıntılarını gösteren hayatta kalma ustaları...

 Ve onların 5 milyonu tek bir harfi anlamaktan yoksun , yeni neslin geleceği göz göre göre akıp gidecek avuçlarının arasından... Belki sadece okuma yazma değil bizi biz yapan , hayat okulundan da iftiharla mezun olmak gerekiyor , doğru... Ama bu itiraz bile kadınların durumunun acilen düzeltilmesi gerçeğinin üzerini örtemiyor... Örtmemeli de , izin verilmemeli üstünün ölü toprağı ile kapatılıp , önlem alacak gözlerden saklanmasına...

En kötü durumdaki bölge her zamanki gibi Güneydoğu Anadolu... Hani başlık parasına mal gibi alınıp satılan kurbanlık kadınlarımızın büyük çoğunluğunun bulunduğu yer... Hani  ailedeki gerçek değerli varlık kimse , oğul yada  erkek , o hapise girmesin diye korunup , aile meclisi kararlarıyla intihar süsü verilerek öldürtülen kadınların neredeyse tamamının olduğu bölge... Buradaki her 3 kişiden biri okuma yazma bilmediği gibi , kadınlardaki okuma yazma bilmeyenlerin oranı % 90 ları zorluyor...

Utanç akıyor , neresinden tutsan... Tutamıyorsun hiç , elinde kalıyor bilmem kaç zayıflık insanlık karnesi... Sonra hiddetleniyor yada şiddet doluyor melek yürekleri ve suçla , hapisle tanışıyorlar , hayatta kalabilenleri...Yine özgür olamıyorlar demir parmaklıklar ardından seyredebiliyorlar ışıltılı güzellikleri... Biz dünyasını kaptırmak istemeyen hiç büyümemiş ataerkil çocuklar olarak kaldığımız sürece de seyredemeyecekler... Daha yaşanılır bir ülke için , daha iyi sahipleneceğimiz bir gelecek için , onları rahat bırakalım... Umut dolu bir yarın yaratmak için , hayatı en gerçek haliyle yaşayabilmek için koşsunlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder